Resûlullah (s.a.v), bir gün sahabilerle oturuyordu. Birden secdeye
kapandı ve uzun süre secdede kaldı. Sonra başını secdeden kaldırdı,
ellerini açarak şöyle dua etti:
"Allahım! Bize ikram et, bizi hor hakir bırakma. Bize nimetini artır, noksanlaştırma. Bize izzet ve şeref ver, bizi zelil etme."
"Yâ Resûlallah, niçin böyle söylediniz?" diye sordular. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Bana bir sûre nazil oldu ki kim onunla amel ederse cennete girer" (Hâkim). Şu âyetleri okudu:
"Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir; onlar ki namazlarında huşu
içindedirler; onlar ki boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler; onlar
ki zekâtı verirler; onlar ki iffetlerini korurlar; ancak eşleri ve
ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerden
dolayı) kınanmış değillerdir.
Kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir.
Yine o (müminler) ki, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler; ve onlar ki namazlarına devam ederler.
İşte, asıl bunlar vâris olacaklardır"
(Mü'minûn 23/1-10).